Transfer Fiyatlandırması Yöntemleri. Yapılacak transfer fiyatlandırmasına yönelik farklı yöntemlerden bahsedilebilir. Kurumlar karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi, yeniden satış fiyatı yöntemi ya da kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

Vergi planlaması, mükellefler ve kamu açısından ele alınmaktadır.

Mükellefler açısından vergi planlaması (mikro vergi planlaması), kanunlara aykırı olmamak şartıyla ödenmesi gereken vergi yükünün asgariye indirilme çabalarını ifade etmektedir.

Kamu (Devlet) açısından vergi planlaması (makro vergi planlaması) ise, vergi uygulamasında devletin finansal ihtiyacının en uygun kaynaklardan toplumsal gerçekler dikkate alınarak karşılanmaya çalışılmasıdır.

Ancak, yaygın kullanım mükellefler tarafından yapılan vergi planlamasına ilişkindir. Aşağıdaki açıklama ve tanımlamalar da bu kapsamda vergi planlamasına yöneliktir.

Vergi planlaması kavramı, mükelleflerin vergi yüklerini azaltma amacıyla kanunların tanıdığı haklardan kendileri için en uygunlarının belirlenmesi ve uygulanması çabasının sonucu ortaya çıkmıştır.

Vergi planlaması ile vergisel avantajlardan maksimum yararlanmak suretiyle yasalara  uygun şekilde, en az vergiyi ödemeye yönelik planlama yapılmaya çalışılır.

Mükelleflerin (işletmelerin) vergiye karşı tepkilerinin ve uyum sağlama süreçlerinin vergi mevzuatı çerçevesinde yönetilerek, vergi yükünün en aza indirilmesi amacıyla uygulanan bir vergi tasarrufu sağlama yöntemi  olan vergi planlaması; mükelleflerin, işletme üzerinde oluşacak vergi yükünü en aza indirmek amacıyla vergi kanunlarının kendilerine verdiği hakları en akılcı şekilde kullanarak vergi yüklerini azaltma çabaları  olarak ifade edilebilir.

Bu yönüyle vergi planlamasının vergi kaçırma ve vergi kaçakçılığı ile karıştırılmaması gerekir. Ancak, özellikle uluslararası enstrümanlar kullanılarak gerçekleştirilen agresif vergi planlaması çabalarının vergi kaçırma kapsamında değerlendirildiği ve ciddi bir mücadele alanı olduğunu da belirtmek gerekir.

Vergi indirim, istisna ve muafiyetlerinden yararlanma, uygun amortisman yöntemi tercihi, yenileme fonu, reeskont uygulaması gibi araçlar vergi planlamasında kullanılabilmektedir.

Vergi uyuşmazlıklarının çözümünde başvurulacak yargısal yöntemi ifade etmektedir. O halde, vergi davasının tanımlanmasında belirleyici olan, vergi uyuşmazlığı kavramıdır. Vergi uyuşmazlığı ise, “…vergi idaresi ile yükümlüleri karşı karşıya getiren ve yükümlülerin kişisel vergi borçlarının varlığı ve tutarı üzerindeki uyuşmazlık” olarak tanımlanabilir.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un vergi mahkemelerinin görevini düzenleyen 6 ncı maddesinin (a) bendinde, “genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar“dan söz edilmekte; aynı maddenin (b) bendinde ise, vergi ve benzeri kamu alacaklarının tahsili aşamasında çıkan uyuşmazlıklar da, vergi mahkemelerinin görevleri arasına alınmaktadır.

Kanunda ve bu Tebliğ’de aksi belirtilmediği sürece, iadesi gereken KDV’nin hesabında, iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine giren ve indirilemeyen KDV tutarları dikkate alınır. İşlemin bünyesine giren KDV’nin iadesinin öngörüldüğü iade taleplerinde, aşağıda belirtilen hususlar çerçevesinde yüklenilen KDV hesabı yapılır.

KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların), – Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına, – İthalat sırasında uygulanan vergilere, – Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına, mahsuben iade edilebilir. Mahsup talebi, iade hakkı doğuran işleme ilişkin ilgili bölümlerde belirtilen belgelerin tamamlanıp, KDVİRA sistemi tarafından üretilen “KDV İadesi Kontrol Raporu”nun geldiği tarihte olumsuzluk tespit edilmeyen tutarlar itibarıyla yerine getirilir. Olumsuzluk tespit edilen alımlara ilişkin KDV tutarlarının mahsuben iadesi ise olumsuzlukların giderilmesi kaydıyla yapılabilir. Mahsup talebinin yerine getirilmesinde, iade hakkı doğuran işlemin tevsikinde kullanılan (gümrük beyannamesi, serbest bölge işlem formu, gümrükte onaylatılan özel fatura nüshası, onaylanmış antrepo beyannamesi**** vb.) belgelerin doğrulanmış (onaylı veya teyidinin alınmış) olması gereklidir.

Beyan edilen gelir ve kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsup edilmesidir. Ayrıca, kesilen bu vergilerin yıllık gelir veya kurumlar vergisinden mahsubunda mükelleflerin kendilerinden kesilen verginin kesintisini yapan sorumlularının;

  • Adı-soyadı veya unvanını
  • Bağlı olduğu vergi dairesini
  • Vergi kimlik numaralarını
  • Kesintiye esas alınan brüt tutarlarını
  • Kesilen vergileri
  • Kesinti yapılan dönemleri gösteren ve 252 numaralı gelir vergisi genel tebliğinde örnek olarak gösterilen tabloları eklemeleri gerekir.
  • Beyanname üzerinden hesaplanan vergiye mahsup yapılması için dilekçeye gerek yoktur.

Diğer vergi borçlarına mahsup;

Yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin beyan edilen gelir ve kurum üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmesinden sonra kalan kısmın bulunması durumunda vergi mükellefinin isteği ile diğer vergi borçlarına mahsubu yapılabilir. Bu işlem tutarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aramadan yerine getirilebilir. Ancak bu talebin yerine getirilebilmesi için;

  • Mükellefin muaccel hale gelmiş vergi borcunun bulunmaması
  • Diğer vergi borçlarına mahsup talebinin dilekçe ile yapılması
  • Mahsup dilekçesinde adi ortaklık ve kollektif şirketin hangi dönemi için mahsup talep edildiğinin belirtilmesi gerekir.
  • Vergi mükellefinin SSK prim borcuna mahsubu mümkün değildir.
  • Mahsup talepleri yıllık beyannamenin verildiği tarih itibariyle yerine getirilir.
  • Mahsuben iadede kesilen vergilerin tahakkuk veya ödendiğine dair belge istenmez.

Vergi incelemesi mevzuatta “ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek  ve sağlamak“ olarak tanımlanmıştır, Vergi incelemesinde mükellefin defter, kayıt ve beyanları üzerinden ödenmesi gereken vergilerin  doğruluğu ve defter, kayıt ve belgelerin mevzuatın öngördüğü şekilde kayıt altına alınıp alınmadığı denetlenmektedir. Vergi incelemesi çoğu zaman mükellefin  yasal defter ve kayıtlarına dayanmakla birlikte, mükellefle ve eleştiri konusu ile ilintili üçüncü kişiler nezdinde yapılacak incelemeler, resmi dairelerden alınacak yazılar gibi harici donelere de dayanabilir.